top of page
  • Yazarın fotoğrafıeKampüs

Çarpım Tablosunu Öğrenmek Neden Bazıları İçin Daha Zor? Diskalkuli Teşhisi

Güncelleme tarihi: 23 Şub 2020


Sonbahar öğretmenler sempozyumunda yapacağım sunum için diskalkuli konusunda araştırma yaparken tesadüfen bir parçası olduğum, Ahmet adında bir çocuğun ve annesinin yaşamını etkileyen ve belki birçok kişinin hayatını etkileyebilecek bir hikayeden bahsetmek istiyorum. (Ahmet ismi temsili olarak seçilmiştir.)


Diskalkuli terimini daha önce duymadıysanız, diskalkuli; matematik öğrenme güçlüğü olarak tanımlanıyor. Disleksi gibi bir öğrenme güçlüğü. Diskalkuli tanısı konan çocuklar zekası normal veya üstü olduğu halde sayılar ve matematiksel işlemlerle sıkıntı yaşıyor. Büyük bir çoğunluğu ilkokulda çarpım tablosunu öğrenene kadar fark edilemiyor. Mevsimleri öğrenmekte, saati kullanmakta, para üstü alıp vermede de zorluk çekiyorlar. Sonrasında ise matematik onlar için tam anlamıyla kabusa dönüşüyor. Bu adreste diskalkuli ile ilgili detaylı bilgi bulunmaktadır.


Birçok kişi diskalkuli ile ilgili yeterince bilgiye sahip olmadığı için bu çocuklar eğitim hayatlarında ve sosyal yaşamlarında maalesef çok sıkıntılı bir süreç yaşayabiliyorlar. Durumları tespit edilmeyenler çevrelerinden zihinsel engelli muamelesi bile görebiliyorlar ne yazık ki.

Bir sohbet sırasında bir arkadaşımın oğlu olan Ahmet’e disleksi, diskalkuli ve disgrafi tanısı konduğunu öğrendim. Ahmet’in annesi 6.sınıfta olan oğlu için çok endişeliydi. Küçük yaşlardan beri verdiği mücadele gerçekten kutlamaya değerdi. Ancak her şeye rağmen başarı gelmiyordu ve bu onlar için çok yıpratıcı olmuştu.


Teorik olarak yaptığım çalışmayı pratiğe dökmek, onlara küçük de olsa bir yardımda bulunabilmek için gönüllü olarak Ahmet’le çalışmaya karar verdim.


Bir matematik öğretmeni olarak Ahmet’e matematik dersinde başarısını arttırabilmesi için yardımcı olmak istiyordum. Bu çalışmaya başladığımda itiraf etmeliyim ki ben de ne yapabileceğim konusunda çok emin değildim. Bu sebeple çok sayıda yayını takip ettim. Konunun derinine indikçe yapılabilecek şeylerin ne kadar çok olduğunu anladım.


Biz çalışmaya başlamadan önce Ahmet bir psikoloğa giderek yardım almaya başlamıştı. Önce gittikleri psikolog ile iletişim kurdum ve bir seanslarına ben de katıldım. Sonrasında devlet okulundaki öğretmeni ile iletişime geçtim ve yapmayı düşündüğüm çalışmayı onlarla paylaştım. Bunun üzerine yapacağımız çalışmaları birbirimizle koordineli bir şekilde yürütme kararı aldık. Tabii anneyi de buna dahil ettik. Daha sonraları psikiyatrist desteği de eklendi.

Ahmet ile ilk tanıştığımızda karşımda 12 yaşında pırıl pırıl ama matematikten nefret eden bir çocuk vardı. Onunla konuştuğunuzda aslında içinde matematik ilgili bir şey geçmedikçe hiç farklı bir şey fark etmiyorsunuz. Önce onunla sohbet ettik ve durumunu bildiğimi ona yardım etmek istediğimi ve onunla oyunlar oynamak istediğimi söyledim. Ancak beli kurallarımız olacağını da anlattım.

İlk anlatacağım ders, konuları gereği bölünebilme kuralıydı ve nasıl anlatmam gerektiği üzerine epey düşünmem, araştırma yapmam gerekti. Çünkü herhangi bir çocuğa çift sayılar, iki ile bölünebilir bu sayıların birler basamağında 0,2,4,6,8 vardır dediğinizde genelde problem yaşanmaz ama Ahmet için çift sayı kavramı diye bir şey yoktu ve verdiğiniz tanımla da oluşmuyordu. Ellerimizi kullanarak oynadığımız bir oyunla çift tek kavramı onda bir anlam kazandı ve böylece 2 ye bölünebilmeyi öğrendi. Bunu destekleyen çeşitli oyunları özellikle internet üzerinde bulduğum oyunları hem ben oynattım hem annesi evde devam etti. O akşam okul öğretmeni ile konuştuk ve ertesi gün öğretmeni sınıfta bu çalışmanın en önemli hamlelerinden birini yaptı. Sınıfta 2 ile bölünebilme ile ilgili soru sorduğunda Ahmet’e söz verdi. Ahmet belki de ilk defa matematik dersinde bir sorunun cevabını kendi başına cevaplayabildi. Matematik öğretmeninin onu dersin içine katması ve onere etmesi bu çalışmanın başlayabilmesi için güzel bir motivasyon oldu. Bana telefonla haber verdiklerinde yaşadıkları sevinci hala hatırlıyorum.


Böylece çalışmaya başladık ama gerçekten çok zordu. Dikkati çok çabuk dağıldığı için 15-20 dakikada bir ara veriyorduk. Dersin sonunda da mutlaka konumuzla ilgili oyunlar oynuyorduk. Annesi de eve gittiğinde bu oyunları oynamasını sağladı. Öğretmeni yaptığımız çalışmalara uygun ödevler verdi.


Biraz ilerleme kaydetmeye başlamıştık ama bu onun geçer not almasını sağlamaya yetmiyordu. Tam ümidim kırılmak üzereydi ki bir gün onu almaya gitmeye geciktiğim için annesi aradı (annesinin iş yerinden alıp tekrar bırakıyordum). Hava çok soğuk olmasına rağmen Ahmet beni dışarda bekliyormuş. İşte o an tekrar ümitlenmeye başladım. Demek ki bir iletişim kurabilmiştik.


İlk iki sınavın hüsranla sonuçlanması üzerine bu konudaki uzman olan Ronit Bird’e çaresiz kaldığımı, müfredatta var olan 6.sınıf konularını nasıl öğretmem gerektiğini sordum. Gelen cevapta hiç ümitlendirici değildi. Yaptığımız son çalışmada Ahmet’in de bana yapamadığını ve hatta hiçbir zaman yapamayacağını düşündüğünü söylemesi bana çok dokundu. Nasıl olur da 12 yaşında bir çocuk bu noktaya gelebilir diye çok düşündüm. Başka bir yol bulunması gerekiyordu. Anneye gelen cevabı ve çocuğun sözlerini aktardım. Okul rehberlik servisinin ve onların yönlendirdiği Rehberlik Araştırma Servisinin görüşü Ahmet’in kaynaştırma grubuna katılması yönündeydi. Bu şekilde daha farklı sınavla, daha küçük bir bölümden sorumlu olacaktı. Ama anne buna şiddetle karşı çıkıyordu.


Diplomasına kaynaştırma öğrencisi yazılmadığını bunun liseye gitmesine engel olmadığını öğrendik ve anne aldığı raporlar sonucu Ahmet’in bu programa dahil olmasını kabul etti. Artık üzerimizdeki baskı azalmıştı. Ahmet ile derslerimiz daha eğlenceli olmaya başladı. Bu arada matematiği güçlendirmeye çalışırken onun iyi olduğu başka bir şeyi öne çıkarmak da gerekiyordu. Piyano öğretmeni arkadaşıma durumu anlatınca o da yeteneği varsa gönüllü olarak ders verebileceğini söyledi. Böylece Ahmet müzik derslerine de başladı.


Ahmet ile kuruyemişçiye, markete gittik alışveriş yaptık. İşlemleri ezbere yapamasa bile hesap makinesi ile ne kadar para verecek ne kadar geri alacak hesapladık. Bulabildiğimiz tüm malzemeleri kavramları somutlaştırmak için kullandık. Öğretmenleri ile sürekli iletişim halinde olduk. Derslerimizi hep oyunla bitirdik. Ve sonuç Ahmet 3. matematik sınavından 100 aldı. Temel birtakım becerileri yapabilir hale geldi. İkinci dönem matematik dersindeki ortalaması 90 oldu.


Anne artık sürekli oğlu için üzülmekten vazgeçti. Hayatına yeni hobiler ve arkadaşlar aldı. Bir sonraki yıl annesi Ahmet’i yüzmeye yazdırdı ve yüzme takımına seçildi. Hayatında ilk defa teşekkür aldı. Ahmet ile yaptığımız çalışmalar ortaokul hayatı süresince devam etti. Şu anda bir meslek lisesinin 10. sınıfında okuyor ve diğer öğrencilerden farklı olduğunun farkına varılmadı.


Ahmet'in başarısında başta annesi olmak üzere okul öğretmenlerinin de çok desteği oldu. Anlayacağınız tam bir takım çalışmasıydı. Zaten bu takım çalışması olmasaydı bu başarı da sağlanamazdı. Ancak çok fazla engelle de karşılaştılar. En büyük engellerden biri de diskalkulinin tam olarak ne olduğunun bilinmemesi sebebiyle Ahmet’in öğrenme güçlüğü yaşamayan diğer arkadaşlarıyla aynı çalışmayı yapmaya çabalamasıydı. Diğer önemli bir engel ise zekası normal olmasına rağmen sahip olduğu öğrenme güçlüğünden ötürü engelli olmadığını ispatlamaya çalışmasıydı.


Hala önünde çok da kolay olmayan bir yol var. Ahmet gibi kaybolmak üzere olan kim bilir kaç çocuk var? İlköğretim öğrencilerinin %5 - %7'sinde diskalkuli tanısı olan çocuk olabileceği düşünülüyor. Bu çocukların hayat ile mücadele edebilmeleri için desteğe ihtiyaçları var. Bu anlamda biz öğretmenlere de çok görev düşüyor.


Ahmet’in ve annesinin bu yolda verdiği mücadele ve başarısında emeği geçenlerin tümüne saygılarımı sunuyor. Bu öğrenme güçlüğü ile karşı karşıya olan öğrenci, veli ve öğretmenler için örnek olmasını, ilham vermesini diliyorum.


Sevgilerimle.


Blog Yazarı: Nuray Özdoğan


eKampüs'te var olan diğer bloglara ve içeriklere erişmek için üye olun. Aşağıdaki linke tıklayarak kolayca üye olabilirsiniz.



Keyifli öğrenme deneyimleri dileriz.


2.706 görüntüleme
bottom of page