top of page
  • Yazarın fotoğrafıeKampüs

Yoksa Diskalkuli miyim?


Prof. Brian Butterworth ‘‘The Mathematical Brain’’adlı kitabında günlük hayatımızda sayılarla ne kadar iç içe olduğumuzu hatta sayılara ne kadar bağımlı olduğumuzu örneklerle anlatır.


Sabah uyandığı andan itibaren karşılaştığı sayıları not eder. İlk olarak eline almış olduğu gazetenin fiyatı ilgisini çeker daha sonrasında o günün tarihi, okuduğu haberlerin içindeki sayıların -ki bunlar sadece ekonomi haberleri de değildir - şaşılacak derecede çok olduğunu görür. Spor haberlerinde dahi düşünemediğimiz kadar çok sayı kullanılmaktadır. Geçen süreyi anlamak için saatine baktığında yine rakamlar karşısındadır. Dışarı çıkıp işine gidebilmesi için bineceği otobüsün numarasından tutun etrafındaki evlerin, arabaları sayısı hemen her yer sayılarla çevrilidir. Kabaca yaptığı hesaba göre bir saat içinde karşılaştığı sayı miktarı yaklaşık 1.000, bir haftada 16.000, bir yılda ise 6 milyona yakındır. Sayılara olan bu bağımlılığımızı kendisi de nöropsikolog olana kadar fark etmediğini ifade eder. Çevresindeki sayılarla sorun yaşan kişileri daha yakından gözlemlemeye ve sayma güçlüğü üzerine araştırmaya başlar. Bu güçlüğü yaşayanlar arasında oldukça zeki, çok iyi eğitim almış hatta bilgisayar kullandığında istatistik konusunda çok başarılı olan ama aritmetik söz konusu olduğunda son derece sıkıntı yaşayan, hepimizin bir bakışta hiç zorlanmadan sayabileceği 5 nesneyi ikiden fazla olduğunda, ellerini kullanarak saymak zorunda olan genç adamla tanıştığında, bunun eğitimdeki yetersizlikten farklı bir durum olduğuna karar vermiştir.


Peki, neden sayılarla bu kadar iç içeyken bazılarımızın sayılar yüzünden başı bu kadar dertte?


Matematik evrenin sırlarını aralayabilen, doğanın kanunlarının ifade edilebilir hale getirebilen, gizemli ama bir o kadar da şahane olan bir gerçekken neden sadece ülkemizde değil tüm dünyada birçok kişinin korkulu rüyası?


Bu soruların cevaplarını arayan pek çok bilim insanı var elbette, hala tam bir cevap bulunamamış olsa da, etkisi olan pek çok neden bilinmektedir. Bunların başında öğrenme sorunlarının geldiğini düşünebiliriz.


Öğrenme sorunlarını bireysel ve çevresel olmak üzere iki grupta toplayabiliriz.

Zihinsel özür, gelişimsel bozukluk, duyusal özür, duyusal sorun, kronik hastalıklar ve nörolojik özürler, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve öğrenme bozukluğu bireyden kaynaklanan nedenlerin arasında sayılabilir.


Aile içi çatışmalar, hatalı anne-baba tutumları, yaşam içinde gelişen olaylar (okul değiştirme, kardeş doğumu vb.), sosyo-kültürel yetersizlikler, ekonomik dezavantaj, travma sonrası stres bozukluğu, okul-öğretmen sorunları ve eğitim programlarından doğan güçlükler ise çevreden kaynaklanan nedenlerdir.(Korkmazlar, 2003).


Zihinsel Hastalıklar Tanı Ölçütleri Başvuru Kitabı’nda (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, fourth edition) (DSM-IV), özel öğrenme güçlükleri dört bölümde incelenmektedir.

Disleksi: Okuma bozukluğu

Diskalkuli: Matematik öğrenme bozukluğu

Disgrafi: Yazılı anlatım bozukluğu


Başka türde adlandırılamayan öğrenme bozuklukları (Karadeniz, 2013)


Birçok kişinin matematik ile yaşadığı problemin kaynağının diskalkuli olduğu düşünülebilir. Ancak düşünülenin aksine ilköğretim öğrencilerinin sadece %5-%7’sinin diskalkuli bulgularına sahip olduğu araştırmacılar tarafından tespit edilmiştir.

1974 yılında Dr.Ladıslav Kosc (Developmental Dyscalculia) gelişimsel diskalkuliyi beynin fonksiyonlarındaki kalıtsal veya doğumsal nedenlerden meydana gelmiş yapısal bozukluk olarak tanımlamış ve diskalkuli literatüre bu yıllarda girmiştir.


Ancak 1990’lı yılların sonlarına doğru görüntüleme makinelerinin gelişip daha fazla kullanılmaya başlanmasıyla Diskalkuli beynin ya bazı bölgelerinin iyi çalışmaması ya da koordinasyonun yeterince sağlanamaması şeklinde ifade edilmiştir.


Brian Butterworth (2003) ve Beachman ve Trott (2005) çalışmalarında Diskalkuliyi; “Matematiksel ilişkileri anlama, yazma ve hesaplamada, sayısal sembolleri tanıma, kullanma ve yazmada bozukluk ya da eksiklik” biçiminde ifade etmişlerdir.


Butterworth (2005) çalışmasında, ilköğretim (ortaokul) öğrencilerinin yaklaşık %5-%7’sinin matematik öğrenme bozukluğu bulgularına sahip olduklarını ortaya koymuştur. (Karadeniz, 2013)


Ülkemizde ve dünyada yine bir öğrenme güçlüğü olan disleksi daha fazla tanındığından diskalkuli ile disleksiyi karşılaştırarak matematik öğrenme güçlüğü olan bireyleri daha iyi fark edebiliriz.

(Schreuder, Dyscalculia Training Center)


Küçük yaşlardan itibaren bakıldığında, aşağıdaki eylemleri yapmada yaşanan güçlükleri, diskalkulinin belirtileri olarak görebiliriz.

  • Bloklarla oynamaktan hoşlanmamak

  • Şekilleri tanımada, çizmede ya da isimlerini öğrenmede güçlük

  • Puzzle yapmada güçlük

  • Sayıları yazma, saymada güçlük

  • Geri geri saymada güçlük

  • Çarpım tablosunu öğrenmede güçlük

  • Matematiksel kuralları öğrenememe ve ya hatırlayamama

  • Temel matematik becerileri içeren işlemlerin oldukça yavaş ve zor çözülmesi

  • Zaman yönetiminde, saatin kaç olduğunu söylemekte, yer ve yönü bulmada zorlanma

  • Gün, hafta, ay, mevsimler gibi kavramları anlamada güçlük çekme

  • Günlük hayat problemlerini anlama ve çözmede güçlük

  • Görsel ve mekânsal işleyiş ile ilgili problemler

  • Zihinden işlem yapamama( parmak kullanma)

  • Para üstü verirken şaşırma

  • İşlem yaparken sayıların rakamlarının yerini ve ya işlemin işaretini değiştirme

Buradaki belirtilerden bir veya birkaçını kendinizde veya yakın çevrenizde görüyorsanız, yapılabilecek en büyük hata yetkilerle görüşmeden ve çeşitli testler uygulanmadan önce kendi kendinize matematik öğrenme güçlüğü tanısı koymanız olacaktır. Diskalkuliyi teşhis edecek standart bir test olmamakla birlikte ancak uzmanlar konu ile ilgili çeşitli testleri uygulayarak size en doğru yanıtı verebilirler.

Yapılan araştırmalarda Diskalkulik çocukların %17’sinin disleksi ve %26’sının da hiperaktif olduğu görülmüştür. (Akın, Sezer, 2010)

Bu nedenlerden dolayı diskalkuliye bağımsız tanı koymak bu testlerle dahi oldukça zordur.


Ayrıca uzmanlar nokta sayımı, sayıları kıyaslama ve yaşa uygun aritmetik becerisinden oluşan üç kategorilik diskalkuli ayıracından alınan puan ile çocuğun matematik öğrenme bozukluğu seviyesini tespit etmektedirler.


1. Nokta Sayımı: Bu kategorinin amacı, çocuğun çeşitli sayıda nokta verildiğinde dokunmadan nokta sayısını tespit edip edemediğini görmektir. Bunu yapabilme kapasitesinin doğuştan olduğu düşünülmektedir ve söz konusu eksiklik diskalkulinin teşhisine katkıda bulunmaktadır.

2. Sayıları Kıyaslama: Bu test ile çocuğun sayılar ve anlamları arasındaki bağlantıyı ne derece anladığı tespit edilir. Resimlerdeki hangi sayının daha büyük değere sahip olduğu sorulur.

3. Yaşa Uygun Aritmetik İşlem Becerisi: Bu kategoride öğrencinin yaşına ve bulunduğu sınıfına uygun olan toplama ve çarpma içeren işlemler sorulur.


Bu üç kategorideki cevap verme hızı ve cevapların doğruluk yüzdesi ilişkilendirilerek bileşik bir puan oluşturulur.


Ülkemizde, psikolog, psikiyatrist ve çeşitli akademisyenler diskalkuli ile ilgili çalışmalar yapmaktadırlar. 2008 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi Özel Öğrenme Güçlüğü Destek Eğitim Programı hazırlanmıştır. 2017 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin diğer bireylerle karşılıklı etkileşim içinde bulunmaları ve eğitim amaçlarını en üst düzeyde alabilmeleri için kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamaları genelgesi hazırlanmıştır. Kaynaklar bölümündeki adreslerden konu ile ilgili daha detaylı bilgi edinilebilir.


Ancak özellikle anaokul ve ilkokul öğretmenleri, matematik öğretmenleri ve velilerin matematik öğrenme güçlüğü hakkında bilgilendirilmeye ihtiyaç duydukları gözlenmektedir.

Matematik ile sorun yaşayan kişilerden sadece %5-7 sinin diskalkuli olabileceği gerçeği unutulmamalıdır. Bireyler, kendilerine veya çocuklarına uzmanlarla görüşmeden asla Diskalkuli teşhisi koymamalıdır. Bir öğrencide diskalkuli belirtilerinden bir kısmı görülüyorsa yapılacak ilk şey okul öğretmeni ve rehberlik birimi ile iletişime geçmek olmalıdır. Rehber öğretmen gerekli gördüğünde, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak çalışan, özel eğitim ve rehberlik psikolojik danışmanlık konularında, ailelerin ücretsiz destek alabileceği kurumlar olan Rehberlik Araştırma Merkezlerine (RAM) yönlendirir. Burada yapılacak testler sonucu ancak gerçek teşhis konabilir. Öğrencinin öğrenme güçlüğü seviyesine göre kaynaştırma programına dahil olup olamayacağı bildirilir.


Unutulmamalıdır ki diskalkuli bir hastalık değildir. Bu sebeple tedavisi yoktur. Disleksi de olduğu gibi bireylerin zekası normal veya üstündedir. Ancak bu bireylerin başarılı olması için mutlaka destek almaları gerekmektedir. Bu öğrencilerin bire bir çalışmaya gereksinimleri bulunmaktadır. Aile, öğretmen ve rehberlik iş birliği içinde olmalıdır.


Öğretmen ve aile bireyleri tarafından yapılacak destek çalışmanın, öğrencinin anlama ve bilgi düzeyine uygun, öğrencinin kendini rahat hissedeceği tempoda olmasına özen gösterilmelidir. Öğrencinin derse dahil olarak aktif olması sağlanmalı, sorulacak sorularla kavramları anlamalarına yardımcı olunmalıdır. Günlük hayata ilişkin problem çözümüne yer verilmeli, problemler çözülürken somut materyallerden, modellerden yararlanılmalıdır. Problem çözümünde tahmin, hesaplama ve kontrol etme sıralamasıyla hareket etmek, öğrencinin daha kolay anlamasına yardımcı olacaktır. Yapılan her çalışma sonrası kısa geri bildirimler verilebilir. Bu öğrencilerin çoğunun öz güveni zedelendiği için bu çalışmalar sırasında öz güvenlerini tekrar kazandırmaya veya arttırmaya özen gösterilmelidir. Çalışmaların eğlenceli olması motivasyonlarını arttıracağından, teknolojiden de faydalanarak çeşitli oyunlara yer verilebilir.


Blog Yazarı: Nuray Özdoğan

eKampüs'te var olan diğer bloglara ve içeriklere erişmek için üye olun. Aşağıdaki linke tıklayarak kolayca üye olabilirsiniz.



Keyifli öğrenme deneyimleri dileriz.


Kaynakça

Ayça Akın, Sinem Sezer, Matematik Öğrenme Bozukluğu, Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim (Ağustos-Eylül 2010) 126-127, 41-48.

Kosc, Ladislav, "Developmental dyscalculia," Journal of Learning Disabilities 7" (1974) 159-62.

Dr. Anneke Schreuder, Dyscalculia Training Center.

https://youtu.be/M7aca5XDKnw Diskalkuli yaşayan öğrencilere ilişkin öğretmen görüşlerinin değerlendirilmesi

Mihriban Hacısalihoğlu Karadeniz Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi, http://dx.doi.org/10.12739/NWSA.2013.8.2.1C0581

Korkmazlar, Ü., Okul Öncesi Dönemde Öğrenme Sorunlarını Tanımak. Okul Öncesi Eğitim: Sorunlar ve Çözümler Sempozyumu (İstanbul, 2003).

5.763 görüntüleme
bottom of page