top of page
  • Yazarın fotoğrafıeKampüs

Uzaktan – Canlı Eğitimi Etkili Hale Getirmenin 10 Yolu


Dünya çok uzun zaman sonra ilk kez böylesi büyük bir salgın hastalıkla mücadele ederken, biz öğretmenlere çocukların nitelikli eğitim hakkını korumak, eğitim ve öğretimi, günün ihtiyaçlarına karşılık verecek yöntem ve nitelikte gerçekleştirmek düşüyor.


Öğretmenler için yaşam boyu öğrenmek, kaçınılmaz bir davranış. Öğrenmeyi sürdürdüğümüz sürece sistemde anlamlı bir yer edinebiliriz. Bu da değişimleri takip etmek, alandaki gelişmeleri kendi yaşamı ile ilişkilendirip uygulamaya geçmeyi denemekle mümkün.

Bu tutumu gösteren ve cesaretle merakının peşinden giden meslektaşlarımızın büyük bir kısmı, geçen haftadan itibaren daha önce adını duymadığı, duymuş olsa da öğrencilerle hiç kullanmadığı, belki ilk kez denediği ve öğrencileriyle canlı bağlantılar kurabileceği iletişim platformları ve web araçları keşfettiler. Bu bağlantılar üzerinden öğrencileri ile tatil döneminde dahi bağlarını sürdürdüler ve öğretmenliğin en anlam kazandığı yer olan sevgi bağını sıcacık hissettiren paylaşımlar yaptılar.


Her ne kadar öğrenmede yüz yüze ve deneyimsel öğrenmenin yeri başka olsa da, günümüzde yaşananlar ve gelecek öngörüleri gösteriyor ki öğrenmede teknolojiyi daha çok ve daha etkili kullanmanın yollarını bilmek uzmanlığımızı daha değerli kılacak.

Bu nedenle öncelikle kendimize zaman ve meslektaşlarımızla pratik yapmak için fırsat ve ortam yaratmak öncelikli hedefimiz olmalı. Bu sayede teknolojik araçları kullanmayı, gün geçtikçe daha iyi öğreneceğiz ve deneyim kazanacağız.


İçerik kısmına geldiğimizde kendimize ilk soracağımız soru: “Öğrencilerle canlı bağlantıda yürüteceğimiz dersleri nasıl doğru planlayabiliriz ki öğrenmeyi biraz daha yüz yüze öğrenmeye yakın etkililikte tasarlayalım ve sosyal-duygusal öğrenme ortamı sağlayalım?”


Bu konuda bazı ipuçları ve örnekler paylaşmak istiyoruz:

1. Teknolojiye ve Yazılıma Uyumlanma:

İlk canlı dersinizde öncelikle herkesin araçları doğru kullanmayı öğrenmesi önceliğiniz olmalı. Bunu öğrenmediklerinde, kendinizi sürekli “Sesim geliyor mu?”, “Mesaj kutusu neredeydi?” gibi soruları cevaplarken bulabilirsiniz. Dolayısıyla ilk dersinizin konusu yazılımı hep birlikte doğru ve etkili kullanmak olmalı. Bunun için de “İlk dersimizde hepimizin hem ortak hem de bireysel bir görevi var. İlk hedefimiz, yazılımın neresinde ne olduğunu keşfetmek ve sırasıyla keşfettiğimiz bir özelliğini diğerlerine söz alarak anlatması.” olmalıdır. Bu çalışmanın sonunda sizin anlattığınız değil, öğrencilerinizin kendilerinin keşfettiği, birbirlerine öğrettiği, aynı zamanda da ortak amaç doğrultusunda buluştuğu bir öğrenme ortamına giriş yapmış olursunuz.


2. Rutinler:

Çocuklar için rutinler önemlidir. Öğrencilerimiz, hangi gün, hangi saat ve ne kadar süre ile bizimle olacaklarını önceden bilmeliler. Bu, onlara bir düzen ve güvenlik hissi verecektir. Aynı zamanda sizinle paylaşmak istedikleri şeyleri ne zaman paylaşabileceklerini bilmeleri de onları rahatlatır.

3. Anlaşmamız:

Uzaktan canlı derslerinizin en başında sınıfınızla bir anlaşma yapmanız, ortak davranışları belirlemeniz, herkesin işleyişte aynı dili konuşmasını sağlamak için elzemdir. Çocuklara, “Buradan yaptığımız derslerimiz sırasında neler yaparsak en etkili şekilde zamanımızı değerlendirmiş ve öğrenmiş oluruz?” sorusunu soralım ve gelen cevapları, olumlu ifadeler üzerinden yazalım.

Örneğin; “Hep bir ağızdan konuşmayalım.” Önerisi ile gelen öğrencinize; “Söz alarak konuşalım” veya “Söz hakkı isteyip, sıramızı bekleyelim.” ifadelerini yazalım. Neyi istemediğimizi defalarca söylemektense, istediğimiz davranışları vurgulamak ve hatırlatmak daha olumlu duygularla iletişimi sürdürmemize zemin hazırlar ve çocukların beklentilerimizle uyumunu kolaylaştırır.


4. Karşılama-Uyumlanma:

Her dersin başında mutlaka çocukların duygularını ifade edebilecekleri bir başlangıç rutini olması, onların kendilerini ve duygularını tanımalarına, evlerinde duydukları veya medyada maruz kaldıkları bilgileri sorgulamalarına ortam sağlar. Bu da sizlere hem çocuklara hem de doğrudan ebeveynlere öğretme fırsatını yaratır.

Çocukların duygularını ifade etmeleri için kullanabileceğiniz birçok araç/teknik mevcut. Küçük yaşlar için sırayla ayağa kalkmaları ve bedenleri ile duygularını betimleyen figürler oluşturmaları, defterlerine bir emoji çizmeleri, daha büyükler için Padlet gibi ortak duvar/pano alanı yaratan web araçlarından faydalanılabilir. Liseler için metaforlarla “Şu anki hislerini bir nesneye – kavrama benzetseydin, bu nesne – kavram ne olurdu ve neden?” gibi sorularla uygulanabilir.

5. Fiziksel ve Duygusal İyi Olma Halini Besleme:

Bu dönemde özellikle yaşam sevincini korumak ve olumlu duygulara odaklanmak pek çok açıdan faydalı olacaktır. Bu nedenle küçük yaşlar için sınıfın birlikte dans edebileceği, birlikte söyleyebileceği bir veya birkaç şarkı belirlemeleri ve hep birlikte siz bu şarkıyı çalarken çocukların oldukları yerlerde dans etmeleri istenebilir. Çeşitli nefes egzersizleri yaptırılabilir.

Bu esnada sizin de dans etmeniz, aynı takımın bir üyesi olarak takım ruhunu, aidiyeti ve duygudaşlığı arttıracaktır. Komik olmak, kendimize gülebilmek bize de iyi gelecektir. Bu birkaç dakikalık etkinliği her buluşmada rutin olarak yapmanız önemli.


6. Öğrenme Günlükleri ve Yansıtıcı Sorular:

Çocuklardan birer günlük tutmaları, bu günlüğün ilk maddesinin “Bugün hoşuma giden/beni güldüren 3 şey” olması, onları olumsuzdan olumluya çekmenin, hayatlarındaki kısıtlanmışlık duygusundan uzaklaştırmanın yollarından biri olabilir. Liseler için ise uzaktan/ dijital yollarla haberleşip grup çalışmaları ile tamamlayabilecekleri ve sonucunda ürün ortaya koyabilecekleri kurgular verdikten sonra çalışmaları sırasında kendilerinde fark ettikleri en az 2 olumlu yön/gelişme, vb. sorulabilir.

7. Anlatım Süresi ve Ters-Yüz Öğrenme Fırsatları:

Eğer içeriğini sizin sunacağınız bir konu var ise, bunun süresini olabildiğince kısa tutmak ve konuyla ilgili gerek merak uyandırmak gerekse hazır bulunuşluğu arttırmak üzere ders öncesinde okuyabilecekleri, izleyebilecekleri kaynakları önceden göndermek, sonrasında öğrendiklerini paylaşmak üzere etkileşim yaratmak daha faydalı olacaktır.


8. Etkileşim Fırsatları Yaratmak:

Actionbound gibi bazı web araçları, öğrencilerinize öğrendikleri üzerinden üretim yapmalarını sağlayacak bir ortam yaratmanızı mümkün kılıyor. Örneğin bu program ile öğrencileriniz vereceğiniz görevler veya sorularınızı cevaplarken ses kaydı yapabilir, evdekilerle röportaj yapabilir, kendi videosunu çekebilir ve cevaplarını bu platforma yükleyebilir.

9. Aileyi Öğrenme Coşkusuna Dahil Etmek:

Dilerseniz akşam saati tüm aileyi bir araya toplamalarını ve hep birlikte, aileleri de dahil ederek Kahoot üzerinden bir yarışma yapmayı dahi deneyebilirsiniz.


10. Ölçme ve Değerlendirme:

Dersinizi tamamlayıp birbirinize veda etmeden önce “Çıkış Bileti” etkinliği yaptırabilirsiniz. Her öğrencinin dersten çıkarken konuyla ilgili en çok öğrendiği şeyi-aklında kalanı veya merak ettiğini paylaşması için zaman ve ortam sağlamamız, kapanış rutini yaratmak adına önemli bir aşamadır.

Lütfen hatırlayalım; müfredat size ne yapacağınızı söyleyebilir, nasıl yapacağınız sizin yaratıcılığınıza ve öğrenme hevesinize kalmış.

Hepimize sağlıklı, bol öğrenmeli, bol paylaşımlı öğrenmeler diliyorum.



Blog Yazarı: Arzu Atasoy - ÖRAV Eğitim Direktörü




eKampüs'te var olan diğer bloglara ve içeriklere erişmek için üye olun. Aşağıdaki linke tıklayarak kolayca üye olabilirsiniz.


www.ekampus.orav.org.tr/kaydol


Keyifli öğrenme deneyimleri dileriz.


16.705 görüntüleme
bottom of page